Türkiye’de 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur Cumhurbaşkanı seçimi yaklaşırken, ABD’nin The Hill haber sitesi, seçimlerin iktisat üzerindeki mümkün sonuçlarını ele alan bir tahlil yayınladı. Ekonomist ve finans müellifi Desmond Lachman imzasıyla yayınlanan tahlilde, “Türkiye, döviz krizi yolunda” değerlendirmesine yer verildi.
14 Mayıs’ta yapılan ilk tur seçimleri hatırlatan Lachman, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllardaki müthiş iktisat siyasetlerine karşın, tekrar seçilecekmiş üzere duruyor” diye yazdı. Erdoğan’ın seçim sürecinde iktisat siyasetleri hakkındaki açıklamalarına atıfta bulunan Lachman, “Türkiye, olağandışı yüksek bir enflasyon yaratan ve ülkenin döviz rezervlerini tüketen tıpkı klâsik olmayan para siyasetlerini izlemeye devam edecek üzere görünüyor” öngörüsünde bulundu.
‘ENFLASYONDA YENİ BİR PATLAMA VE DÖVİZ KRİZİ MÜMKÜNLÜĞÜ YÜKSEK’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir açıklamasında “Bu kardeşiniz burada olduğu sürece faiz düşmeye devam edecek” dediğini hatırlatan Desmond Lachman, “Bu, Türkiye’nin yakın vakitte enflasyonda yeni bir patlama ve ekonomik olarak ziyanlı bir döviz krizi yaşama mümkünlüğünü artırıyor” kestirimini paylaştı.
Erdoğan’ın daha evvel yaptığı “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” açıklamalarına da atıfta bulunan Lachman, “Tüm ekonomistlerin pratikte hemfikir olabileceği bir şey varsa o da enflasyonu yine denetim altına alacak rastgele bir siyaset paketinin temel ögelerinden birinin yüksek faiz oranları olduğudur” değerlendirmesini yaptı.
‘SEÇİM SÜRECİNDE ENFLASYON YAPAY BİR BİÇİMDE BASKILANDI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘tahmin edilebilir sonuçlarının’ Türk Lirası’nın ‘çöküşü ve enflasyon artışı’ olduğunu kaydeden Lachman, “Seçim sürecinde takviye toplamak için enflasyon yapay bir halde baskılandı. Ancak enflasyon tekrar de yüzde 45 bandında kaldı. Bu enflasyonu artırıcı siyasetlerin net sonucu, maaşlar önemli manada fiyat artışlarının gerisinde kaldığı için gerçek manada milyonlarca insanın yoksulluğa itilmesi oldu” dedi.
‘Erdoğan’ın düşük faizler konusundaki keçi inadının tıpkı vakitte ülkenin dış ekonomik konumuna da ziyan verdiğini’ yazan Lachman, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın halihazırda yaklaşık 70 milyar dolar negatif rezervi olduğunu hatırlattı. Lachman, “Bu rezervler, Türkiyeli ve yabancı yatırımcılar enflasyon korkusu ve hukukun üstünlüğünün olmaması sebebiyle kapıya yönelirken para ünitesini savunmak için süratle tabana vurdu” dedi.
‘DAHA EVVEL DÖVİZ KRİZİNE İŞARET EDEN TEHLİKELİ BİR SEVİYE’
Türkiye’nin cari açığının gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 6’sına yükseldiğini belirten Lachman, “Bu, daha evvel bir döviz krizine işaret eden tehlikeli bir seviye” tabirlerini kullandı. ‘Seçime giden süreçte Türkiye iktisadının sürdürmesi güç, olağandışı tedbirlerle ayakta tutulduğunu’ aktaran ekonomist, mevcut iktisat siyasetlerinin devam etmesi mümkünlüğünü kıymetlendirerek, “Şimdi Erdoğan bir periyot daha yönetmeye yakın görünürken, topyekun bir döviz krizi ile sermaye denetimlerine yol açabilecek güçlü bir baskı oluşacak” dedi.
Lachman, tahliline şu sözlerle son verdi: “Geçmişte sergilediği inatçılıktan hisse biçersek, Türkiye’de yeni bir döviz krizi ve enflasyonda bir artış olmadan siyasetlerde bir U dönüşü yapılacağından emin olmayı tavsiye etmezdim.” (DIŞ HABERLER)