Türkiye, 29 Ağustos’ta Belçika’nın başşehri Brüksel’de düzenlenecek olan Avrupa Birliği Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı’na davet edildi. Davete ait açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, “Avrupa Birliği’nin bir diyalog arayışı olarak değerlendiriyoruz” dedi.
Keçeli, işbirliğinin “sistemli bir zemine” oturması gerektiğini söyleyerek “Vize serbestisi süreci üzere alanlarda diyalogun tekrar fonksiyonel hale getirilmesi için somut adımlar atılmalı” dedi. Türkiye en son 2019 yılının Şubat ayında toplantılara davet edilmişti.
Öte yandan AB fonlarından milyonlarca euro dayanak aldığı ortaya çıkan SETA bu gelişmenin akabinde bir yazı yayınladı.
Vakfın Genel Koordinatörü Nebi Miş, “Beş Yıl Sonra Davet Ne Manaya Geliyor” başlıklı bir yazı yayınladı.
Yazıda Nebi Miş, su kelamlara yer verdi;
“Bölgesel ve global belirsizliklerin giderek artması karşısında AB’nin dış siyaset ve güvenlik stratejisinde Türkiye’nin pozisyonu giderek daha da değer kazanıyor. Münasebetiyle AB ile Türkiye ortasındaki alakaların geliştirilmesi gerekliliğinin AB ülkeleri farkında.
Beş yıl ortadan sonra Türkiye’nin AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları toplantısına davet edilmesi, Türkiye tarafından “olumlu” karşılandı. “AB’nin yeni bir diyalog arayışı”nın tezahürü olarak görüldü…
Türkiye; iştirak sürecinin canlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi süreci başta olmak üzere öbür başlıklarda da yüksek seviyeli diyalog beklentisi içinde. Tıpkı vakitte alakaların rasyonel tabanda sürdürülebilir ve öngörülebilir olmasını istiyor.
Son yıllarda AB ülkelerinde kimi siyasetçiler, “Avrupa’ya yönelik en büyük tehdit Türkiye’den geliyor” üzere gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan telaffuzları lisana getirdiler. Bu popülist telaffuzlara karşı, Avrupa’nın geleceği açısından Türkiye’nin stratejik ehemmiyetinin her yeni global sınamada daha da değerli olduğu görüldü.
Türkiye’nin tek merkezli olmayan bölgesel ve global açılımlarını Avrupa kendisine bir tehdit olarak görmemeli. Bugüne kadar AB’nin tüm ikili standartlı siyasetlerine karşın Türkiye, kendi çıkarları açısından rasyonel bir yerde hareket etti.
Beş yıl ortadan sonra Türkiye’nin bir AB toplantısına davet edilmesi kıymetli. Lakin bu davetin yeni bir devri başlatıp başlatmayacağı Türkiye’den daha çok AB ülkelerinin tavrına bağlıdır”